Şehir merkezleri de rezerv alan kapsamında

TAKİP ET

KAMUOYUNDA büyük merak uyandıran yeni rezerv alan uygulaması dün itibarıyla resmen yürürlüğe girdi.

Yönetmelik değişikliğiyle kentsel dönüşümde süreçler kısalırken, şehir merkezlerinde üzerinde yapı bulunan, mülkiyeti özel veya kamuya ait olan alanlar da ‘rezerv alan’ ilan edilebilecek.

NERELER REZERV ALAN OLACAK?

6306 sayılı Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesine İlişkin Kanun, kentsel dönüşüm sürecinin kısalması ve hızlanması hedefiyle Kasım 2023’te değiştirilmişti. Bunların yürürlüğe girebilmesi için kanunun uygulama yönetmeliği değiştirilerek, Resmi Gazete’nin dünkü sayısında yayımlandı. Buna göre rezerv yapı alanı, Kentsel Dönüşüm Başkanlığı’nın teklifi üzerine bakanlıkça belirlenebilecek. Ayrıca TOKİ veya belediyeler ile il özel idareleri Kentsel Dönüşüm Başkanlığı’ndan ‘rezerv yapı alanı’ belirlenmesi talebinde bulunabilecek. Resmi bu kurumlar dışında kişiler ve şirketler de mülkiyetlerindeki taşınmazların bulunduğu yerlerin ‘rezerv yapı alanı’ olarak ilan edilmesini isteyebilecek. Ancak bu tür durumlarda yapılaşmaya esas arsanın yüzde 30’unun başkanlığa devredilmesi veya bu miktara denk paranın dönüşüm projeleri özel hesabına yatırılması gerekecek.

İŞTE REZERV ALAN DETAYLARI

Yönetmeliğe göre söz konusu rezerv alan veya riskli alanda yapılacak konut ve işyerlerinin niteliği ve büyüklüğüne ilgili kurum karar verecek. Taşınmaz sahiplerine öncelikle uygulama alanında yapılacak olan konut ve işyerlerinden verilecek. Ancak gerekli durumlarda, yani uygulama alanında zemin riski, kat sayısının düşürülmesi, projenin niteliğinin değişmesi gibi durumlarda, taşınmaz maliklerine arsa veya kanun kapsamında kullanılmak üzere başkanlıkça satın alınan hazır konut ve işyerlerinden verilebilecek.

Kentsel Dönüşüm Başkanlığı, uygulama alanındaki (riskli alan veya rezerv alan) taşınmazları, satın alabilecek veya başkanlığa ait bir başka taşınmaz malla trampa edebilecek. Bu alanlardaki konut veya iş yerlerinin yapım maliyet bedeli, giderler dikkate alınarak hesaplanacak.

Yönetmeliğin en kritik değişikliklerinden biri de ‘riskli yapı tespiti ve itirazı’ başlıklı 7’nci maddesinde yapıldı. Buna göre mülk sahiplerinin riskli yapı tespiti yapılmasına izin vermemesi, kapıları kilitlemesi durumunda teknik ekipler kolluk kuvvetleri, jandarma, polis eşliğinde binaya girerek risk analizi yapacaklar veya riskli tespiti yapıldıysa da binanın yıkımını gerçekleştirecekler.

Riskli yapı tespiti ve yapının yıkılmasına ilişkin masraflar, malik sayısına bölünerek, tahsil edilecek. İtiraz veya yargı kararları ile raporun gerçeğe aykırı düzenlendiği, kasti somut bir müdahale yapıldığının tespiti durumları hariç her yapı için sadece bir kere riskli yapı tespit raporu düzenlenebilecek.

Riskli yapılar, en geç 10 işgünü içinde, tapuya bildirilecek. Maliklere e-Devlet Kapısı üzerinden bildirilecek ve ilgili muhtarlıkta 15 gün süreyle ilan edilecek. Riskli yapı tespitine itirazlar yetkili idarelere 15 gün içinde yapılabilecek.

Riskli yapının tahliyesi ve yıkımı için idareler, 90 günü geçmemek üzere süre verecek. Bu süre içinde tahliye edilmez ve yıkılmazsa, idari makamlarca tahliye ettirilip yıktırılacağı bildirilecek. Bu yapıların elektrik, su, doğalgazı kesilecek. Yıkım işini engelleyenler hakkında savcılıklara suç duyurusunda bulunulacak.